Hükümet Yalancı Çobana Döndü! TÜRKİYE SOSYAL DEVLETTEN SADAKACI DEVLETE EVRİLDİ!
Türkiye’de emekçilerin mutfaklarında ve cüzdanlarda yaşanan gerçek enflasyonun TÜİK’in açıkladığı oranların en az iki katı olduğunu kaydeden DESKON Genel Başkanı Gürkan Avcı şunları söyledi: Hayat pahalılığının halkı yakıp yandırdığı bir ortamda memur ve emeklilerine yüzde 19,3 oranında komik bir artışı dayatmak ve bu aldatmacada ısrar etmek son derece pişkin, yüzsüz bir siyaset anlayışıdır ve utanç vericidir. Hükümet sosyal devlet anlayışını sadakacı devlet anlayışına evriltmiştir.
TÜİK’in enflasyon hesaplama sepetinde çevirdiği dümenler, hesap ve rakamlarda yaptığı oynamalar, cambazlıklarla açıkladığı çakma enflasyon rakamları sonucu hükümetin memur ve emeklilerine temmuz ayında yaptığı yüzde 19,4 zam oranının yaptığımız rasyonel hesaplamalara göre gerçekte yüzde 53,08 olması gerekiyordu. İktidar bir yıl boyunca, elektriğe, benzine, doğal gaza, şebeke suyuna, temel gıda maddelerine, dar gelirlinin ekmeğine yüzde 140’lara varan zam yaparken, memura, emekliye ise yüzde 19,3 gibi son derece acımasız ve vicdansız bir oranda zam yapmıştır.
HÜKÜMETİN SÖYLEYECEK SÖZÜ VE GERÇEKLERİ GİZLEYECEK GÜCÜ KALMAMIŞTIR!
Evinin kirasını ödeyemeyen, çocuklarının eğitim harcamalarını karşılamakta zorlanan, zekâta, fitreye muhtaç hale gelen, maaşı yetmediğini için ek işler yapmak zorunda bırakılan milyonlarca memur, emekli ve dar gelirlinin hayatında onulmaz tahribatlar oluşmuştur. Hesap kitap ortadayken böylesi utanç verici bir zam oranı nasıl reva görülebilmektedir? Danışıklı dövüş tertiplediği küresel güçlerin, uluslararası sermayenin ve yerli işbirlikçilerinin taleplerini ‘halkın isteği’ diye yutturmaya çalışan iktidar, yarattığı yapay gündemlerle halkın gerçek sorunlarını gizliyor ve gerçekleri de kimse konuşmasın istiyor. Ama biz susmayacak, iktidarın kurduğu harami düzene olan itiraz ve isyanımızı sürdüreceğiz.
Toplumsal desteğini yitirmeye başlayan iktidar güruhu, baskı, yalan ve tehdit politikalarının dozunu artırmaya başladı. İktidar yolsuzluk, güvensizlik, vergi adaletsizliği, işsizlik, ahlaki yozlaşma gibi can yakıcı sorunları ise konuşmuyor konuşturmuyor. Hükümet tehdit olarak gördüğü her konuda manipülasyon, dezenformasyon, tehdit ve hakaretlerle yoluna devam etmeye çalışıyor. Hükümetin söyleyecek sözü ve gerçekleri gizlemeye gücü kalmamıştır. Saray düzeninin kıskacına mahkûm edilen Türkiye adaletin ve eşitliğin olmadığı, özgürlüklerin ve şeffaflığın sınırlandığı koşullar içerisinde hapsedilmiştir.
HÜKÜMET MUHALEFETİ RANT VE SUS PAYI İLE KONTROL EDİYOR!
Krizin tüm faturasını yoksul halkın sırtına kesen iktidarın göstermelik kurtuluş reçetelerine, plan ve programlarına kimse inanmıyor. Düşük ücret, torpil, iltimas, iş güvencesizliği, adaletsizlik ve kötü çalışma koşulları ile emekleri ve gelecekleri sömürülen gençler hakları için itiraz ediyor ve ayakta. Geleceksizlik, güvensizlik, korku ve işsizlik kıskacında olan öğrencilerin durumu ise çok daha vahimdir. Her yerde ve her biçimde iktidara olan öfkelerini göstermeye başlayan gençler iktidar ortaklarının ilkel, hastalıklı ve virütik ideolojilerine artık prim vermiyor, cesurca mücadelelerini ortaya koyuyor. İktidarın iki yüzlü politikalarının son örneği vergi ve tasarruf politikalarındaki adaletsizliktir. Vergi kaçıran yandaş şirketleri yıllarca görmezden gelen, affeden iktidar, muhalif belediyeleri SGK borçları üzerinden sıkıştırarak gerçekleri ve toplumsal muhalefeti sindirmek ve gizlemek derdindedir. Hükümet borsalar, meslek ve ticaret odaları, esnaf kuruluşları ve sendikalar, çeşitli toplum kesimlerin rant, konfor ve yönetim erkine dokunmayarak hatta koruyarak sus payı ile susturmaya çalışmaktadır.