Soma düzeni de Saray iktidarı da son bulacak
14 Mayıs 2025 04:11

EMEP’ten Soma Katliamı açıklaması: Soma düzeni de Saray iktidarı da son bulacak

Emek Partisi (EMEP) Genel Merkezi, Soma Katliamı'nın yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "Özelleştirme, rödovans, kâr hırsı, denetimsizlik, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması, kamunun özel sektör gibi yönetilmesi ve cezasızlık zırhı nedeniyle AKP'li yıllarda en az 2100 madenci iş cinayetlerinde öldü" denildi.

Özelleştirme, rödovans, kâr ve üretim baskısının Soma Katliamı'na yol açtığı vurgulanan açıklamada, Soma davasının da adeta sınıf savaşı kesiti olduğu ifadesine yer verilerek, sorumluların cezasızlık zırhı ile korunduğu, madencilerin avukatlarının da hâlâ tutuklu olduğu hatırlatıldı. Soma'da sık sık meydana gelen iş kazalarının araştırılmasını isteyen önergenin AKP'li milletvekilleri tarafından reddedildiği hatırlatılan açıklamada, dönemin siyasi sorumlularının da hesap vermediği vurgulandı. Açıklamada, 28 kamu görevlisinin yargılandığı davanın beşinci duruşmasında 16 sanığa 5'er ay, 2 sanığa ise 6 ay 7 gün hapis cezası verildiği, 10 sanığın beraat ettirildiği belirtildi.
AKP'li yıllarda en az 2100 maden işçisi hayatını kaybetti

Hayatını kaybeden madenci ailelerinin adalet arayışının 11 yıldır nihayete ermediği, patronun ölümüne neden olduğu işçi başı 6 gün hapis yattığı, dolayısıyla hakkın yerini bulmadığı vurgulanan açıklamada, "Soma Katliamı'nın ardından 'Ölüm bu işin fıtratında var' diyen Dönemin Başbakanı Erdoğan, katliama davetiye çıkaran sermaye yanlısı kararların altında imzası olan ve hala iş cinayetlerindeki yargıdaki cezasızlık sisteminin kurucusudur. Ermenek, Şirvan, Bartın, İliç... Özelleştirme, rödovans, kâr hırsı, denetimsizlik, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması, kamunun özel sektör gibi yönetilmesi (maliyet hesapları, Sayıştay raporlarının rafa kaldırılması, vb.) ve cezasızlık zırhı nedeniyle AKP'li yıllarda en az 2100 madenci iş cinayetlerinde öldü!" denildi.
Soma'da gelmeyen adalet diğer katliamların önünü açtı

Diğer iş cinayetlerinin hatırlatıldığı açıklamada, "Tıpkı Soma Katliamı'nda olduğu gibi Beşiktaş'ta 29 işçinin öldüğü yangında, aydınlatmalarının çalışmadığı, yönlendirme levhalarının olmadığı, söndürme sistemi ve yangın dolaplarının çalışmadığı tespit edilmişti. Büyük Çoşkunlar Havai Fişek Fabrikasında bugün Yargıtaydan dönen davası görülecek, daha işçilerin ceset parçaları toplanmadan patrona moral olsun diye MÜSİAD'ın toplantısına giden AKP'li vekilleri bu davaya patronun olası kastla yargılanması için de bekliyoruz" ifadeleri yer aldı.

Soma'da kamu kurumlarının sorumluluğunu yok sayan, maden şirketin sahiplerinin suçunu hafifleten yargılama sürecinin sonunda sorumlulara adeta göstermelik cezalar verildiği ifade edilen açıklamada, iktidar tarafından çıkarılan infaz indirimleriyle de sorumluların neredeyse hapis bile yatmadan serbest kaldığı anımsatılarak, "Yeni katliamlara davetiye çıkartan cezasızlık pratiğinden derhal vazgeçilmeli ve işçi cinayetlerinde ve yaralanmalarında cezalar ağırlaştırılmalıdır" denildi.
Özelleştirme ve taşeron işçilerin sağlığına da güvenliğine de zararlı

Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı:

"Soma'da bilirkişiler katliamın temel nedeni olarak yönetimsel tercihlerle ortaya çıkan üretim zorlaması ve altyapı yatırımları yapılmadan işçilerin çalışmak zorunda bırakıldığı koşulları ortaya koymuştu. Özelleştirme süreçleri, denetim mekanizmasının devreden çıkarılması ve ardından istihdam yapısının değiştirilmesiyle güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerinde artış yaşandı.

Özelleştirmelerin ardından işçi sağlığı ve güvenliği uygulamalarında da sermayeden yana ve işçiyi değil iş sürekliliğini önceleyen değişimler yaşandı. Özelleştirilen iş yerlerinde özel sektör işverenlerinin, maliyetlerini azaltmak için işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini almaktan kaçınmaları, gerekli iş güvenliği mühendisi ve iş yeri hekimini çalıştırmamaları dolayısıyla hastalık, yaralanma ve ölüm riskleri de artmıştır."
"Gerçek bir denetim için birleşelim" çağrısı

"Tek adam yönetimi ve sermaye güçleri, orta vadeli program ve 12. kalkınma planı çerçevesinde uyguladıkları sömürü ve baskı politikalarını saldırganlık dozunu artırarak sürdürüyor. Ucuz emek gücüne dayalı yoğun sömürü, yeni hak gaspları, vergiler ve zamlarla yerli-yabancı tekellerin yüksek kar ve rantlarını garanti altına almak için izlenen Erdoğan-Şimşek programından vazgeçilmeyeceği, sermaye ve iktidar cephesi sözcüleri tarafından her vesileyle dile getiriliyor.

Bugün emek sürecinin kapitalist denetimi, işçi sağlığı ve güvenliği için gereken harcamaları kısarken; üretimi ve verimliliği artırarak daha fazla kâr elde etmek üzerine kuruludur. İşçilerin canına kasteden Soma düzeni, işçiler üzerindeki baskı ve sömürünün yoğunlaştırılmasının hesabını yapmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerçek anlamda sağlanması ve daha iyi çalışma koşulları için işçiler, emek süreci üzerinde doğrudan denetim sağlayarak, can güvenliklerini, sağlıklarını ve geleceklerini kendi ellerine almalıdır! İş yeri komiteleri yoluyla işçiler üretimin her aşamasında denetim yapma, söz ve karar sahibi olmalıdır!"

Emek Partisi olarak hayatını kaybeden maden işçilerinin anıldığı açıklamada, adalet mücadelesinin peşini bırakmayacaklarının altı çizildi.

Güncelleme: 15 Mayıs 2025 14:24
X